24 Temmuz 2015 Cuma

Sevgiliye Yazılabilecek En Duygulu Aşk Mektupları

İçinizde oluşan aşk kıpırtılarını bazen dilinize yansıtamayabilirsiniz. İçinizdeki yükselen aşk duygusunun tarifi için sözcükler bile yetersiz kalır çoğu zaman.. Ama düşünüp yazmak, doğaçlama konuşmaktan daha mantıklı gelir ve hislerinizi kağıtla tanıştırma kararı alırsınız. Kalemle kağıdın el sıkışması sonucu düşünceleriniz hüzünlü bir melodinin notaları gibi dökülüverir kağıda. Yazılan mektuplar ya adresine ulaşmıştır ya da kırılan cesaret sonucu çekmecelere gizlenmiştir. Ama kalpteki yerleri hep bellidir.. Sevgiliniz için kalbinizin attığı nokta mektuplarınızı özenle sakladığınız yuvanızdır... 

İyi ki Tanımışım Seni 



“Uzak…

her şey çok uzaktı bugün. Sen gittin ya sevgilim, bu kalabalık şehir bile bomboş göründü bugün gözüme. Sabah gözümü 
açtığımda yatağında hissedemedim seni; Mışıl mışıl uyuduğunu, Söylenerek, mızmızlık yaparak uyanışını hayal edemedim. Oysa ki o kadar çok istedim ki seni uyandırmayı bu sabah… Saate baktım, Ben daha burada gözümü açmaya zorlanırken orada hava bile aydınlanmamıştır diye düşündüm. Sonra zorladım kendimi, hayal ettim seni…
Küçücük hayalimde nefesini duydum önce. başımı döndürüp baktım yüzüne, Loş bir ışık vuruyordu yüzüne. O kadar derin uyuyordun ki, öpsem de hissetmeyecektin sanki. Bir öpücük kondurdum yanağının kenarına. Boynumda dolaştın sanki bir an, Her zaman uyanmaya yakın yaptığın gibi derin bir nefes aldın ve daha çok sarıldın bana.
Doğruyu söylemek gerekirse tüm gün seni hayal ettim ben. Gözlerin geldi gözlerimin önüne; bakışlarımla sevdim. Daha dün sabah binlercesini verdiğin öpücüklerini, öpücüklerimi hatırladım. Isındı içim...
Sen uzaktayken sevgilim, hep seni düşündüm ben. Bir an olsun uzaktan baktım sanki hayatlarımıza; geçtiğimiz, eğlendiğimiz, dolaştığımız yerlere baktım… Seni yanımda hayal ettim, uzakta olduğunu hatırlayıp garip hissettim. Eksiktim sanki sensiz., Yarımdı sanki hayat…
Öyle garip hissettim ki, sen olmasan ben de olmazmışım sanki. Sanki yarım kalırmış hep bir şeyler… Kahkahalarım bu kadar içten olmazmış sanki…
Ben bugün her gülüşümde seni andım, Her sevincimi uzaktan da olsa seninle paylaştım. İçimden o kadar çok teşekkür ettim ki hayata… Seni bana verdiği için, Bizi karşılaştırdığı için…
Ama sanki günler olmuş sen gideli, Sanki daha bir günde yoruldum yalnızlıktan, Uzaklardan... Hadi geçsin şu üç beş gün, gel kollarıma yine.. Kollarında uyanmadığımda dahi sıcağını yakınımda hissedebileyim.. Aynı şehirde soluk alıyoruz diye düşüneyim…
Ben buralardayım, Şehrin sokaklarında dolanıyorum, Yaptıklarımızı,  paylaştıklarımızı hatırlıyorum… Sandığımdan o kadar fazlaymışsın ki bende. O kadar canım, içim, parçam olmuşsun ki… Susuyorum,.. Kendi kendime gülüyorum, gökyüzüne bakıyorum, seni çağırıyorum… Geçsin şu günler; ben burada seni bekliyorum… Özleyerek, hem de çok…


Aşkın Tekil Hali 



Bir günü bin gün olarak yaşıyorum seninle, bir mutluluğu bin mutluluk. Uykuya dalmadan senli anlara yolculuk yapıyor, rüyada sana koşuyor, güne seninle başlıyorum. Sonsuzluk, senli geçen günleri tekrarda saklı. Gözümden uzaktasın uzakta olmasına ya gidebildiğin en uzak yer kirpiklerim, haberin yok. Bazı bazı, çok fazla özlendiğinden ıslanıyorsun orada. Yastığıma bırakıyorum özlemekten artanları. Kokunu tenime kattım, üstümde taşıyorum. Tadını canıma kattım, canımda taşıyorum. Yokluğun kol geziyor. 

Bu evdeki her şey sensiz; Benden başka. Taşıp duruyorsun içimden. Adın dilime dolanmış, olmadık zamanlarda sana sesleniyorum. Gülümsemenin ardını ince bir hüzün alıyor. Geceleri kendime sarılıyor, kendi ellerimi tutuyorum. Yastığı bile çıkardım aramızdan. Sırf seni istiyorum, tek seni, sek... Alkole eşlik eden meze, ertesi günün sabahında masada durur hani. Üstü kurumuş, tadı kaçmıştır. Sen benim tadı hiç kaçmayan mezemsin. Dünyanın dönüşüyle sarhoş oluyorsam ve ayık gezemiyorsam da sokaklarda, seninle tatlanıyorum. 

Hayat, seninle birlikteyken çekilir olmaktan çıkıp sevilir hale geliyor. Seni sevmelerim dünyayı sarhoş ediyor da güneş tutuluyor, sevgimin büyüklüğünden gözleri kamaşmasın diye diğerlerinin. Avuç içlerime dokunan dudakların, gözlerimi kovalayan gözlerin, ellerin ve seni bana getiren ayakların başta olmak üzere her bir zerrene minnettarım. 

Sen varken hiçbir şey olmaz bana. Olursa da aşktan... Senin canın sağ olsun yeter. Dilimde tek, içimde bin bir hecesin. Aşkla...


Aşkın Buğulu Nefesinden


Sen gitme bir yere, hep kal benimle. Enseme düşen soluğun içimi titretsin. Sensiz uykularda üşüsün omuzlarım. Onları son kez örtmeye kalkışma sakın, arsız bir veled gibi açarım. Gidişine seğirip duran sağ gözümle sana bakarım. Yetmez gibi kapıyı pencereyi açık bırakırım mevsime aldırmadan. Tutulsun omuzlarım, ağrısın boynum, bak gittin ya, geçmiyor sızısı diye surat yaparım. Yapmamam gerekenleri yaparım, sırf hep benimle kal, hep benim kal diye.

Senin sözlerinle karşında duruyorum zaman zaman. Öyle içime işlemişler ki, öyle hissettirmiş, benleştirmişsin ki, içim senle ben dolmuş; taşıyorum can, “biz” taşıyor avuçlarımdan, taşkınlıklarım ondan. O ıssız vadiyi yaran azgın nehrin ortasında bir an seni göremeyince tepinmelerim ondan, çırpınışlarım, yakarışlarım…

Kalbini bana emanet et demiştim vakt-i zamanında, bende kalsın, sen ona iyi bakamıyorsun ki demiştin. şimdi inancın bende, gözüm gibi bakıyorum ona, sana inanışlarım hayata inanışa dönüyor. Aşamayacağımız bir sorun göremiyorum ortada. Gözlerim, asık suratıma eşlik ederek güldüyse; duvarları, insanları, yolları unutup bir seni gördüyse bu da olur diyorum. Yaparız derken, seni biliyorum, beni biliyorum. ikimiz çok güzel bir “biz” yapar, oturur hayran hayran seyrederiz sonra diyorum. 

Başını tutamayacak kadar bitkinsen kasisli yollarda çenenin altından başını destekleyen el olurum, diyorum. Omuzumu kırar koyarım başının altına, bileğimi büker tutarım elinden. Saçlarına öpücükler kondururum yerli yersiz.

Gururun, önünde diz çöktüğüm… Aşkın, büyüklüğüyle gözlerimi kamaştıran… Saygın, karşında boynumu bükmeme sebep olan. Sıcaklığın, dokunuşlarında beni alev aldıran. Öfken, susuşlarıma dolan gözlerle eşlik ettiren. Sitemin, boğazımda düğüm olup yutkunamadığım. canın, cânım. Gözlerin, gözlerim. Nefesin, nefesim. Gülüşün, gülüşüm.

Defalarca uyuyup uyandığım uykularım seninle dolu. Rüyalarım kabuslardan uzaklaşmaya başladı seninle birlikte. Yanı başında uyurken dahi rüyama geleceğin günler ve gecelerin özleminde.. Seni seviyorum. 



Sevdanın Kırık Kanadı 


Bazen öyle güzel bir sessizliği betimler ki yıldızlar; yeryüzü bir cennet ve yıldızlar o cennetin yansıması gibidir gökyüzünde.
Gökyüzü herkesindir der ya hani şiirde, herkesin olmak gökyüzünün eşsiz güzelliğine zeval vermez sevgili. çünkü yıldızlar; herkese başka türlü ışıldar…

Hayat yaşayabildiklerimizden yaşayamayacaklarımızı çıkardığımızda kalanı aşk için ikiye bölmenin adıdır sevgili. O yüzdendir ki, aşk bir olmak kadar da bölüşmektir acıları ve mutlulukları.
Herkes diler ve ister ki, yollar önünde upuzun uzasın ve ardına kadar açık olsun bütün kapıları mümkünatların. Ve fakat hayat öyle değil; ne yazık ki değil işte sevgili. 
Nedir ki bir öpücük, birkaç dakika elini tutmak nedir? Şimdiye dair bir bak; alabildiğine imkansız bir güzel kaybolmak öyküsüdür düşler. 

Oysa nasıl güzel kokar ellerin usumda; gözlerin nasıl da ay ışığı fısıldar gecenin koynundan ılık ılık. 
Düşler kadar güzel, düşler kadar imkansız sevgilim; ne çıkar ki imkansıza yazgılı olmasından bir sevdanın. Yok hükmündeliği için kafi midir herhangi bir imkansızlık bir aşkın?..

Ah güzel gözlü peygamber çiçeğim. Mavi mavi, mor ve eflatun bir hüznü taktım adınla birlikte göğsüme. Bu bozkırın orta yeri gibi kurak toprağa bir bak; nasıl da bahara dönüyor varlığınla bir…

Sorular cevaplarla doymayan aç kurtlar gibidir. Oysa cevaplar sadece var olana dairdirler; sorular için eğip bükmek haksızlıktır onları. Sorulardan korkanlar, cevaplardan kokanlarla aynı ürpertiyi duyarlar. sorulardan ve cevaplardan korkmayanlardır sevmeyi şarta koşula bağlamayanlar…

Şimdi yanımda olsan sevgili. Sarılsam, öpsem dudaklarındaki cam kırıklarını. Ellerini öpsem sonra; uzun uzun seyretsem gölgesini kirpiklerinin. Sonra sen olsam süzülsem içine nefesinin. Nefesin, dudaklarımdan yüreğime adını fısıldasa sevgilim…


Aşkla Doğmak 



Bir başıma bu kentin sokaklarında yürüyorum. Üşüyorum.. Ne kadar uzaksan bana o kadar soğuyor hava. Sen yoksan,sıcaklık hep mevsim normallerinin altında.Bu yüzden meteoroloji raporları bile umrumda değil.Kar mı yağıyor yoksa yağmur mu,bana ne? Ben senin hasretinle sırılsıklamım zaten,daha ne kadar ıslanabilirim ki? Burada mısın değil misin belli değil.Bazen gidişlerin kahramanı oluyorsun,bazen sonsuz kalışların.Doyumsuz gecelerdesin kimi zaman,bazen de yalnız karanlıklardasın.Bitmek bilmez bir şarkısın;ama,ben mi notaları yanlış basıyorum da sen bu şarkıyı söylemiyorsun?Neden susuyorsun? Aşkın sessizliği ne kadar korkunç olur bilir misin?Bir tek kelimeye hasret geçen gecelerin hesabını soracağın kimse de yoktur üstelik.Kendi kendiyle konuşana deli derler ya,beni çoktan akıl hastanesine kapatmaları gerekirdi.Hem de iflah olmaz hastalar bölümüne... Yokluğuna alışmaktan korkuyorum,ne kadar kötü...

Yokluğunu yürüyorum sokaklarda.Yokluğunu içiyorum kadeh kadeh.Hiç gelmeme ihtimalin bir idam mahkumuna dönüştürüyor beni.Hiçbirşey yapmadan beklerler ya hücrelerinde,ölümün soğuk nefesini hissederek...Anlamlı olan bir şey yoktur onlar için.Belki de bir an önce ölmektir akıllarından geçen,bu bekleme işkencesi bitsin diye...Bu yokluk hissi öldürecek beni... Gelebilme ihtimalin ise yüreğimdeki kuşları havalandırıyor,kanat seslerini duy.Gelmek iste yeter ki,yorulmayasın diye kuşlarım taşır seni bana.Bir görsem yüzünü,ah bir dokunsam sana...Göreceksin,sevdanın çiçek çiçek açtığını,umudun bir yangın gibi alev alev ikimizi birden sardığını.

Anladım ki mümkün değil seni sensiz yaşamak.Ben o gönlü genişlerden değilim.Madem içimdesin,yüreğimde taşıyorum seni,o zaman yanımda da olmalısın.Sensiz yaşanmayacak bu aşk ötesi yok. Şimdi yalnız geceleri seviyorum.Seni yıldızlarda buluyorum.Daha bir dayanılır oluyor sensizlik sancısı.Mümkünü yok çıkmayacaksın aklımdan,bu yüzden gece,el ayak çekilmişken,hiçbir ses yokken seni düşünmek(yokluğunu değil ama) daha iyi.Bütünüyle sen oluyorsun o zaman her yerde.Ne kadar yakışıyorsunuz birbirinize,sen ve gece... Zaman geçer her şey unutulur, bir örtüyle kaplanır tüm acılar ama ' seni unutamam '

Hiç yorum yok: