Psikolog Barış Gürkaş, ikili ilişkilerde yıkıcı sonuçlara yol açan durumlardan biri olan kıskançlığın kimi zaman farkına varmadan ilişkiyi şiddet sınırlarına götürebildiğini söyledi.
Günlük sıradan sosyal ilişkilerimizde sorunlar yaşayabileceğimiz gibi duygusal ilişkiler kurduğumuz partnerlerimizle de sorunlar yaşayabileceğimizi dile getiren Psikolog Barış Gürkaş, “Kimi zaman bu sorunları sağlıklı bir şekilde çözmek ilişkiyi daha da güçlendirirken, kimi zaman ise yıkıcı sonuçlar doğurabiliyor, hatta şiddetle bile sonuçlanabiliyor. Dünya sağlık örgütünün istatistiklerine göre Dünya genelinde kadınların yüzde 30’u eşleri tarafından fiziksel ya da cinsel şiddet görüyorlar. Ayrıca düşük sosyoekonomik seviyede, şiddet davranışıyla daha sık karşılaşıyoruz” dedi.
Şiddetin ortaya çıkmasında birçok etmenin söz konusu olmakla birlikte, biliş, evrim, psikoloji, medya gibi birçok faktör şiddet uygulayan kişinin durumunu açıklamaya çalıştığını dile getiren Psikolog Barış Gürkaş, daha sonra şunları kaydetti; “Karmaşık bir şekilde karşımıza çıkan bu etmenler konu hakkında bilgi edinmemizi sağlıyor. Bunlardan en somut şekilde karşımıza çıkanı ise psikoloji başlığı altındaki kıskançlık kavramı.
Aşırı kıskançlık ve tedavisi
İkili ilişkilerde yıkıcı sonuçlara yol açan durumlardan biri olan kıskançlık, kimi zaman farkına varmadan ilişkiyi şiddet sınırlarına götürebiliyor. Kimi zaman ise dozunda kıskançlık ilişkinin ihtiyacı haline gelebiliyor hatta ilişkiyi daha güçlü bir hale getirebiliyor. Günümüzün ilişkilerinde özgürlük ön planda olması sebebiyle kişilerin bir miktar kıskançlık sergilemesi o kişinin diğerlerinden ayrışmasına sağlayabiliyor.
Bu dengenin sağlanması kültürden kültüre oldukça değişkenlik gösterebilirken, uç noktalarının ölümcül sonuçlara sebep olduğunu kadın cinayetlerinden görebiliyoruz. Bu uç noktadaki kıskançlık durumuna ise patolojik kıskançlık “Otello sendromu” diyoruz. Bu nokta da normal kıskançlık ile patolojik kıskançlık kimi zaman benzeşmekle birlikte, patolojik kıskançlık daha belirgin özelliklerle karşımıza çıkıyor.
Kişi bir kişiye tamamıyla sahip olma arzusu içinde oluyor ve kişinin karşısındaki insanı tehdit olarak algılaması kıskançlığın tetiklenmesine sebep olabiliyor. Kişinin önemsediği ilişkisinin tehdit altında olduğunu abartılı şekilde algılaması sonucunda, kıskançlık patolojik boyutlara ulaşabiliyor. Kıskançlık bu noktada duygular karmaşasına dönüşüyor.
Ayrıca patolojik kıskançlık kişinin kendine olan güvensizliği ve kendini yetersiz hissetmesi durumlarında daha fazla ortaya çıkıyor. Yetersizliğini ilişkiye yansıtan birey karşı tarafın psikolojisini ve ilişkinin gidişatını olumsuz etkiliyor.
Patolojik kıskançlık kültürümüzde sonuçları ortaya çıkana kadar normal algılansa da hissedildiği bir anda tedaviye başlanması gerekir. Çünkü kişinin ve çevresindekilerin günlük işlevlerini oldukça bozar. Bu noktada psikolog desteği almak bu sürecin en önemli parçasıdır.”
Günlük sıradan sosyal ilişkilerimizde sorunlar yaşayabileceğimiz gibi duygusal ilişkiler kurduğumuz partnerlerimizle de sorunlar yaşayabileceğimizi dile getiren Psikolog Barış Gürkaş, “Kimi zaman bu sorunları sağlıklı bir şekilde çözmek ilişkiyi daha da güçlendirirken, kimi zaman ise yıkıcı sonuçlar doğurabiliyor, hatta şiddetle bile sonuçlanabiliyor. Dünya sağlık örgütünün istatistiklerine göre Dünya genelinde kadınların yüzde 30’u eşleri tarafından fiziksel ya da cinsel şiddet görüyorlar. Ayrıca düşük sosyoekonomik seviyede, şiddet davranışıyla daha sık karşılaşıyoruz” dedi.
Şiddetin ortaya çıkmasında birçok etmenin söz konusu olmakla birlikte, biliş, evrim, psikoloji, medya gibi birçok faktör şiddet uygulayan kişinin durumunu açıklamaya çalıştığını dile getiren Psikolog Barış Gürkaş, daha sonra şunları kaydetti; “Karmaşık bir şekilde karşımıza çıkan bu etmenler konu hakkında bilgi edinmemizi sağlıyor. Bunlardan en somut şekilde karşımıza çıkanı ise psikoloji başlığı altındaki kıskançlık kavramı.
Aşırı kıskançlık ve tedavisi
İkili ilişkilerde yıkıcı sonuçlara yol açan durumlardan biri olan kıskançlık, kimi zaman farkına varmadan ilişkiyi şiddet sınırlarına götürebiliyor. Kimi zaman ise dozunda kıskançlık ilişkinin ihtiyacı haline gelebiliyor hatta ilişkiyi daha güçlü bir hale getirebiliyor. Günümüzün ilişkilerinde özgürlük ön planda olması sebebiyle kişilerin bir miktar kıskançlık sergilemesi o kişinin diğerlerinden ayrışmasına sağlayabiliyor.
Bu dengenin sağlanması kültürden kültüre oldukça değişkenlik gösterebilirken, uç noktalarının ölümcül sonuçlara sebep olduğunu kadın cinayetlerinden görebiliyoruz. Bu uç noktadaki kıskançlık durumuna ise patolojik kıskançlık “Otello sendromu” diyoruz. Bu nokta da normal kıskançlık ile patolojik kıskançlık kimi zaman benzeşmekle birlikte, patolojik kıskançlık daha belirgin özelliklerle karşımıza çıkıyor.
Kişi bir kişiye tamamıyla sahip olma arzusu içinde oluyor ve kişinin karşısındaki insanı tehdit olarak algılaması kıskançlığın tetiklenmesine sebep olabiliyor. Kişinin önemsediği ilişkisinin tehdit altında olduğunu abartılı şekilde algılaması sonucunda, kıskançlık patolojik boyutlara ulaşabiliyor. Kıskançlık bu noktada duygular karmaşasına dönüşüyor.
Ayrıca patolojik kıskançlık kişinin kendine olan güvensizliği ve kendini yetersiz hissetmesi durumlarında daha fazla ortaya çıkıyor. Yetersizliğini ilişkiye yansıtan birey karşı tarafın psikolojisini ve ilişkinin gidişatını olumsuz etkiliyor.
Patolojik kıskançlık kültürümüzde sonuçları ortaya çıkana kadar normal algılansa da hissedildiği bir anda tedaviye başlanması gerekir. Çünkü kişinin ve çevresindekilerin günlük işlevlerini oldukça bozar. Bu noktada psikolog desteği almak bu sürecin en önemli parçasıdır.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder